OTORİTELER "Sürpriz takım" diyorlardı Türkiye’ye...
Denizli karşı çıkıp; "Yanlış. Gruptan çıkmamız sürpriz olmaz. Normal bir sonuç olur bu." diyip ardından ekliyor:
"Beni böyle konuşmaya takımıma olan güvenim itiyor. Güvenim de şimdiye kadar aldığımız sonuçlardan kaynaklanıyor."
Haklıydı Denizli...
Bu takım, EURO 2000’in favorilerinden Almanya’yı eleme grubunda yenmedi mi? Deplasmanda da kök söktürmedi mi?
Bu takım, Avrupa’nın devlerine diz çöktürmedi mi?
Play - Off’ta turnuvaların gediklisi İrlanda’yı bileğinin gücüyle devirmedi mi?
Dört yıl önce de finallere katıldığı için tecrübe de kazanmadı mı?
Futbolcularımızın dediği gibi; Türkiye’nin rakibi yine Türkiye'ydi.
Grubumuzda ilk karşılaşmamızda güzel oynayıp İtalya'ya 2-1 kaybettik. Daha sonra İsveç'le 0-0 berabere kalıp alınan bir puan, son maç için umutlanmamıza sebep olmuştu.
Ev sahibi Belçika ile karışlaşıyorduk. Mustafa Denizli maç öncesi bir basın açıklaması yapıyor. "Biz buraya 1 gol atıp 1 puan alarak geri dönmeye gelmedik" diyip herkesi umutlandırıyor. İlk 20 dakika Belçika bastırıyor. Hatta Mpenza ile golü buluyorlar. Hakem ofsayt gerekçesiyle golü iptal ediyor. Yine Mpenza'nın bir kafa şutunu Rüştü mükemmel bir şekilde çıkarıyor. Herşey Belçika için iyi gözüküyor. Euro 2000'de en çok ikili mücadelelerde başarı gösteren 5 futbolcudan birisi olan Tayfur Havutçu, Tugay Kerimoğlu'nun yerine daha ilk yarı bitmeden giriyor.
Sonra Hakan Şükür'üm kaleci Wilde'nin üzerinden attığı muhteşem gol ve 2-0'lık galibiyet. Bu maçla ilgili yine bir anektod; Kaleci Wilde dakika 80'de kırmızı kart görmüştü ve kaleye Belçika'lı bir oyuncu geçmişti.
Grup ikincisi olarak Çeyrek Final'e çıktık. Portekiz golü bulup 1-0 önce geçti. İlk yarı bitimine yakın hakem penaltı verdi. Penaltı atışını kullanan Arif Erdem köşeye atmak yerine Vitor Bai'nın üstüne atınca beraberliği yakalama fırsatından olduk. Daha sonra Portekizliler bir gol daha bulup 2-0'la bizi elemişti.
12 Kasım 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder